Ramazan Ayında Nasıl Beslenmeliyiz?
- Diyetisyen Ezgi Eskiocak Yunus
- 12 Nis 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Nis 2021

Bu sene de kalabalık sofralardan uzakta, sosyal mesafeli masalar ile On bir Ayın Sultanı, Ramazan kapıda. Öncelikle söylemeliyim ki, oruç tutmanın risk taşıdığı gruba dahil olanlar (hamileler, emzikli anneler, diyabet hastaları gibi) ve bu grubun dışında kalan herkesin muhakkak oruç tutmadan önce doktoruna danışması gerekmektedir. Sağlık sorunu olmayan ve oruç tutmak isteyen Müslümanlar için bu kutsal ayda sağlıklı sofralar kurmanın ve doğru beslenmenin yollarına gelin birlikte bakalım.
Ramazan sofraları, İslam kültüründe önemli bir yere sahiptir. İftar sofralarında genellikle hamur işleri, şerbetli tatlılar, kırmızı et ve pilav gibi ağır yemekler tercih edilmekle birlikte sahura kalkıldığında da yine aynı şekilde iftardan artan yemekler tüketilmektedir.
Bu beslenme şekli yanlış olup, tavsiye etmediğim bir biçimdir.
Sağlıklı bir bireyin Ramazan Ayı’nda veya geri kalan on bir ayda ihtiyaç duyduğu su, besin ve enerji gereksinimi aynıdır. Fakat Ramazan Ayı’na gelindiğinde ihtiyaç duyulan bu ögeleri iki öğün içerisinde almamız gerekmektedir. Bu sebeple, iyi planlanmış menüler oldukça önemlidir.

-Sağlıklı bir Ramazan Ayı geçirmek için ilk ve en önemli şartımız sahura kalkmaktır.
Yaklaşık 15 saat aç kalacağımız bu dönemde tüm besin gereksinimlerimizi iftara sığdırmak çok yanlış olacaktır. Sahurda uyanmak, bir şeyler yemek ve özellikle yeterince su içip o şekilde niyet edip uyumak en doğrusu olacaktır.
-Orucumuzu açtıktan sonra tek seferde büyük porsiyonlar tüketmek yerine aralıklı ve küçük porsiyonlar ile beslenmeliyiz.
Örneğin hurmamızı yiyip çorbamızı içtikten sonra 15 dk kadar bekleyip sonrasında ana yemeğe geçebiliriz. Muhakkak lokmalarımızı yavaş yemeğe ve lokmalarımızı fazla çiğnemeye özen gösterelim
- Ana yemek tercihleri, az yağlı, az tuzlu ve az baharatlı yemekler olmalıdır.
Mümkünse besin değeri yüksek olan tahıl çorbalarına ağırlık verebilirsiniz. Her akşam muhakkak bir kase salata tüketmeli ve etinizin yanında (beyaz et tercihiniz olsun) pirinç yerine bulgur pilavı tercih etmelisiniz. Şerbetli ve ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmelisiniz.

-Susuzluk hissi duymasanız bile iftar ve sahur arasında sık ve düzenli aralıklarla su tüketiniz.
-Kafein içeren içecekler susama hissinizi arttıracağından pek fazla tüketmemenizi öneririm.
- Yemek pişirme yöntemlerine dikkat ediniz.
Kızartma, kavurma gibi ağır yöntemlerden kaçınıp daha çok haşlama, ızgara, fırında pişirme gibi yöntemleri kullanmanızı öneriririm.

İftardan 2 saat kadar sonra mümkünse yürüyüşe çıkmak veya biraz hareket etmek de sindirime yardımcı olacaktır.
Güne biraz hareket katmak olası kabızlık problemini engellemeye yardımcı olacaktır.
İftar ile sahur arasında en az 2-2,5 litre su tüketimi çok önemlidir.
Bununla birlikte bu aralık içerisinde bitki çayları, su içeriği yüksek sebze ve meyveler (salatalık, domates, çilek, portakal gibi) tüketilmesi de oldukça önemlidir.
Comments